Translation glossary: general dictionary

Creator:
Filter
Reset
Showing entries 1-50 of 580
Next »
 
AbandonTerk etm, bırakmak, vazgeçmek 
English to Turkish
AbolishYürürlükten kaldırmak, durdurmak 
English to Turkish
AbruptlyBeklenmedik ,ani ,kaba şekilde, terbiyesizce 
English to Turkish
Abundantbol, bereketli 
English to Turkish
Accomplicesuç ortağı 
English to Turkish
Accusationsuçlama ,itham 
English to Turkish
AcheAğrı, ağrımak 
English to Turkish
Achievementbaşarma, yapma;başarı,eser 
English to Turkish
AcornMeşe palamudu 
English to Turkish
Acquirekazanmak, elde etm,edinmek 
English to Turkish
Activisteylemci militan 
English to Turkish
Addictionalışkanlık, tutkunluk, tiryaki,bağımlılık 
English to Turkish
Adjoinbitişik olmak 
English to Turkish
Adoptevlat edinmek, kabul etmi benimsemek, seçmek 
English to Turkish
Adulthoodyetişkinlik 
English to Turkish
Advanceilerlemek,ileri gitmek, gelişmek;ileri gitme,ilerleme,gelişme;öne almak,daha önceki bir tarihe almak 
English to Turkish
Advocatesavunmak, avukat, savunucu ,taraftar 
English to Turkish
Affairiş, mesele, hadise 
English to Turkish
Affecttesir etmek,etkilemek,dokunmak 
English to Turkish
Affirmativeolumlu 
English to Turkish
Affluentzengin, varlıklı, hali vakti yerinde 
English to Turkish
Afterwardssonradan, daha sonra, sonra 
English to Turkish
Agendagündem, yapılacak işler 
English to Turkish
Agonysancı, şiddetli acı, aşırı ızdırap 
English to Turkish
Alertdikkatli, tetik, uyanık;thelikeye karşı uyarı, alarm işareti, uyarmak,iakz etm,alarma geçmek 
English to Turkish
Amazeşaşıtmak, hayrete düşürmek 
English to Turkish
Amuseeğlendirmek 
English to Turkish
Amusementeğlence 
English to Turkish
Ancientçok eski 
English to Turkish
Announceanas etm, yüksek sesle bildirmek, ilan etmek,bildirmek, duyurmak 
English to Turkish
Antiquityantika, eski çağlar, eski yapıtlar 
English to Turkish
Antisepticantiseptik 
English to Turkish
Antisocialtopluma zararlı veya düşman;bencil 
English to Turkish
applaudalkışlamak 
English to Turkish
Applausealkış 
English to Turkish
Archkemer, yay;en yukaruda, en başta, en yüksek düzeyde;nazlı, çapkın, cilveli, tepeden bakan , hor gören 
English to Turkish
Aristocracyaristokrasi, soylular yönetimi 
English to Turkish
ArmisticeAteşkes 
English to Turkish
Artifactinsan eliyle yapılmış şey 
English to Turkish
Assaultani saldırı, hücum, aniden ve vahşice saldırmak, tecavüz, atak, hücum 
English to Turkish
Assurancekendine güven,özgüven;garanti, teminat sigorta, güvence , söz 
English to Turkish
Assureteminat vermek, garanti etmek, sigortalamak,inandırmaya çalışmak, inandırmak, kesinleştirmek, sağlamlaştırmak, temin etmek 
English to Turkish
Asylumsığınak, barınmak;politik sığınma, iltica;akıl hastanesi, tımarhane 
English to Turkish
Attacksaldırmak, hücum etmek; yazı veya sözle saldırmak, aleyhinde konuşmak; 
English to Turkish
Attenddikkatini vermek, dinlemek; bulunmak, katılmak, hazır bulunmak; ilgilenmek , bakmak , hizmet etmek 
English to Turkish
Awardmahkeme kararı ile vermek;vermek, ödül olarak vermek, ödüllendirmek;ödül,mahkeme kararı,hüküm 
English to Turkish
Backpacksırt çantası 
English to Turkish
Badgerbaşının etini yemek;porsuk 
English to Turkish
Bandbant, şerit ,kayış;grup, topluluk, 
English to Turkish
Band togetherbirleşmek, birlik olmak 
English to Turkish
Next »
All of ProZ.com
  • All of ProZ.com
  • Term search
  • Jobs
  • Forums
  • Multiple search