Translation glossary: general dictionary

Creator:
Filter
Reset
Showing entries 351-400 of 580
« Prev Next »
 
Lavalav 
영어에서 터키어
Layoutyapı planı, çizimi 
영어에서 터키어
Lectureüniversitede ders, konferans, ders vermek, konferans vermek 
영어에서 터키어
Legendefsane, söylence, büyük ünlü kimse,harita vb de açıklayıcı bilgiler 
영어에서 터키어
Leisureboş vakit 
영어에서 터키어
Likelihoodolasılık, olabilirlik 
영어에서 터키어
Likelyolası, muhtemel,uygun, mantıklı 
영어에서 터키어
linkbağlantı, bağ, zincir halkası 
영어에서 터키어
Link (up/together)bağlamak birleştirmek 
영어에서 터키어
Livestockçiftlik hayvanları, mal 
영어에서 터키어
Loafsomun 
영어에서 터키어
LoanÖdünç vermek,ödünç verme, ödünç verilen şey,kredi,faizle para verme 
영어에서 터키어
Lotusnilifer 
영어에서 터키어
Majordaha büyük, daha önemli, majör, bin başı, üniversitede ana dal 
영어에서 터키어
Makeshiftgeçici, eğreti 
영어에서 터키어
Maliciouskötü niyetli,kasten,kastı olarak,habis,kötü niyet 
영어에서 터키어
Mankindinsanlık, insanoğlu 
영어에서 터키어
Maraudçapulculuk amacıyla akın etmek,çapulculuk yapmak,çapulcu,yağmacı,çeteci 
영어에서 터키어
Maskmaske, örtü, yüz kalıbı, maske takmak, gizlemek, saklamak 
영어에서 터키어
Masterefendi, sahip, müdür, yönetici, direktör, iyi bilmek, hakim olmak, tam öğrenmek 
영어에서 터키어
Maturedolgun, mantıklı, olgunlaşmak, olmak, olgunlaştırmak 
영어에서 터키어
Mayorbelediye başkanı 
영어에서 터키어
Measureölçü,ölçmek, kural 
영어에서 터키어
Medalmadalya 
영어에서 터키어
Medievalortaçağ, orta çağa ait 
영어에서 터키어
Mentalzihinsel, akılsal, akli, çatlak, deli, kaçık 
영어에서 터키어
MentionAnma, adını anma,ima, söz etme, söyleme,-den söz etmek, bahsetmek ,anmak 
영어에서 터키어
MereSırf,sadece, yalnız 
영어에서 터키어
Messkarışıklık, 
영어에서 터키어
Modestalçak gönüllü, ılımlı, makul, sade, yalın , gösterişsiz. 
영어에서 터키어
Modestyalçak gönüllülük 
영어에서 터키어
Mongolmongol 
영어에서 터키어
Monitorsınıf başkanı, denetlik, izlemek, denetlemek,izlemek 
영어에서 터키어
Moorishmağribi, kuzey afrikalı müslümanlarla ilgili 
영어에서 터키어
Mowbiçim 
영어에서 터키어
Mugkulplu bardak maşrapa 
영어에서 터키어
Napkısa uyku, kestirmek, şekerleme yapmak 
영어에서 터키어
Nastypis, kirli, çirkin, kötü, berbat;terbiyesiz,;ağır, ciddi, tehlikeli 
영어에서 터키어
Nativeyerli, doğuştan 
영어에서 터키어
Native toe özgü, e yetişen 
영어에서 터키어
Navydeniz kuvvetleri, donanma 
영어에서 터키어
Nephewerkek yiğen 
영어에서 터키어
NiceGüzel,sevimli tatlı, hoş;ince düşünceli,iyi,nazik,duyarlı, kibar(1) kötü,nahoş,yanlış 
영어에서 터키어
Niecekız yiğen 
영어에서 터키어
Nocturnalgeceleyin olan , gece 
영어에서 터키어
NoticeDuyuru,ilan ,bildiri,dikkat, haber, bildirme, eleştiri,- e dikkat etmek 
영어에서 터키어
Obsoleteeskimiş, eski, modası geçmiş 
영어에서 터키어
Occasiondurum, hal, fırsat, vesile,özel olay, öneli gün, uygun zaman , sıra , neden 
영어에서 터키어
occasionalarada sırada olan 
영어에서 터키어
occasionallyarada sırada, bazen, ara sıra 
영어에서 터키어
« Prev Next »
All of ProZ.com
  • All of ProZ.com
  • 용어 검색
  • 일거리
  • 포럼
  • Multiple search